Duygusal Yaşamda Sınırlar (Gerekli Midir?)
Hepimizin hayatı ilişkilerle çevrili. Çoğu zaman kendimizi tanıma, tanımlama biçimimizi, mutluluğumuzu ilişkilerimiz belirliyor. Arkadaşlıklarımızı, evliliğimizi, çocuklarımızı, işimizi ve ilişkilerimizi sağlıklı bir biçimde sürdürmeye çalışıyoruz. Ama bir şeyler yolunda gitmiyor, duygusal olarak acı çekiyor ve sıkıntıya düşüyoruz. Bizler belirli görevleri ve sorumlulukları üzerimize almak için yaratılmışız.
Peki, görev ve sorumluluk ne demek, bir bakalım.
Sorumluluk kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesidir. Görev ise bir kimsenin yaptığı işi ve birinin diğeriyle ilişkisi aracılığı ile yerine getirdiği iş olarak tanımlanır.
Sorumluluk almanın veya sorumluluğa sahip olmanın en önemli kısmı neyin bizim görevimiz olduğunu ve neyin bizim görevimiz olmadığını bilmektir. Neyi yapıp neyi yapmamız gerektiğini bilmek de akıl ve bilgelik gerektirir, her şeyi yapamayız.
Bazen başkalarıyla çatışmamak için kendimize ait olmayan sorunları çözme görevini üzerimize alırız. Bu yakınlarımızın yalnızlığı, patronumuzun sorumsuzluğu, arkadaşlarımızın sorunları, duygu sömürüsü yapan kişilere ödün verme ve başkalarının çocuksu davranışları gibi örneklendirilebilir. Sorunlar burada bitmez. Hayır diyemediğimiz için hayatlarımızda sorumluluk almaya ve başkalarının görev/sorumluluklarını sahiplenmeyle ilgili kargaşalar yaşanır.
Aslında bu bir “sınır” sorunudur.
Toprak sahiplerinin arazilerinin çevresine çit çekmesi gibi bizim de zihinsel, fiziksel, duygusal ve manevi sınırlar belirleyerek neyin bizim sorumluluğumuz altında olup olmadığını belirlememiz gerekmektedir. Sorunlarla karşılaştığımızda doğru kişiye doğru zamanda doğru sınırları koyamamış olmamız yıkıcı sonuçlara yol açabilir.
Neden sınır koyamıyoruz?
Elbette sınırlarımızın olmamasının ve hayır diyemememizin bazı sebepleri vardır. Kendi kendimize soracağımız aşağıdaki soruların cevaplarını yanlış biliyor olmamız bugüne kadar sınırların bize yanlış öğretilmesinden dolayı olabilir.
- Sınırlar koyduğumda sevilen bir insan olabilir miyim?
- Haklı sınırlar nelerdir?
- Ya birisi benim koyduğum sınır yüzünden incinir ve üzülürse?
- Vaktimi, sevgimi, enerjimi ve paramı isteyen birisine nasıl hayır diyebilirim?
- Neden sınırlarımı belirlerken vicdan azabı duyuyor ve kendimi suçlu hissediyorum?
- Sınırların itaat etmekle nasıl bir ilişkisi vardır?
- Sınır koymak bencilce bir davranış değil midir?
Bunların cevaplarını yanlış biliyor olmamız bizde depresyon, anksiyete, yeme bozuklukları, bağımlılıklar, tepkisel bozukluklar, içe kapanıklık problemleri, panik bozukluklar ve ilişki ya da evlilik sorunları gibi yaşadığımız pek çok gözlemlenebilir problemimizin kökeninde yer alır.
UZM. KLİNİK PSK. NURHAYAT YÜKSEL
Etiketler: danışmanlık, destek, duygusal yaşam, katarsis, romantik ilişki, sinirlar, sınır koyma Kategori: Aile, Çift ve Evlilik Danışmanlığı, Yetişkin Danışmanlığı