Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Boşanma süreci çocuğu her yaşta farklı etkiler ve çocuğun bu yeni duruma alışma sürecinde gösterdiği farklı tepkiler vardır. Tüm yaşlarda yaşanan ortak tepkiler; öfke ve hırçınlık, uykusuzluk problemi, depresyon, birlikte olunan ebeveyne karşı aşırı bağımlılık ya da kızgınlık olarak sayılabilir. Çocuklar bazen bu durumu arkadaşlarından gizleme eğilimi gösterebilirler, içe kapanabilirler.
Ebeveynlerden birinin evden ayrılmış olması öncelikle güven duygusunda bir sarsılma olarak ortaya çıkar.
Çocuklar anne ve babasının yeniden bir araya gelmesini isteyebilir, giden ebeveyn için yanında kaldığı ebeveynini suçlayabilir. Ayrılığa kendisinin sebep olduğunu düşünebilir. Yanında olmayan ebeveyni ile bağlantısının tamamen koptuğunu sanabilir.
Çocuğa verilmesi gereken duygu öncelikle güven duygusudur. Ayrı olan ebeveynini görebileceğini ve hiçbir gücün buna mani olamayacağını bilmelidir.
Ebeveynlerin doğru tutumlar sergilemesi, tutarlı olması çok önemlidir.Çocukların yanında olduğunu ebeveynin tutumunun nasıl olacağını şöyle değerlendirebiliriz. Birlikte olunan ebeveyn, diğeri hakkındaki olumsuz duygu ve düşüncelerini (eğer çocuğa fiziki ve duygusal zarar vermeyeceğinden eminse) çocukla paylaşmamalıdır. Kendi olumsuz hislerini, sağlıklı ve dürüst bir şekilde değerlendirip problemin aralarındaki anlaşmazlıktan ileri geldiğine kanaat getirirse çocuğun anne/baba ile olan iletişimine mani olmamalıdır. Diğer ebeveyn ile bitmemiş hesapları olan taraf; intikam, kin, nefret, kızgınlık ve öfke gibi duygularını çocuğa aktarabilir ve onun üzerinden yaşayabilir. Bu çocuk için kaldırılması çok ağır bir yüktür. Biz ki çocuklarımıza gözümüz gibi bakar ve onlara hiç kimsenin zarar vermesine izin vermeyiz. Ama bu durumda kimsenin veremeyeceği zararı istemeden veririz ve çocuğun tüm geleceğini etkileriz. Çocuklarımız yaşadıkları bu olumsuz deneyimleri arkadaşlık ilişkilerine, aşklarına ve evliliklerine taşırlar. Hem kendileri mutlu olamazlar, hem de birlikte oldukları kişiye hayatı cehennem ederler.
Çocukları küçük yaşlarda iken ayrılmış olan çiftlerde çocuk, yanında olan ebeveyni ile tensel temasta bulunma ve birlikte yatma isteğini yoğun yaşayabilir. Anneler oğulları ile uyuma alışkanlığı geliştirirlerse çocuğun bir birey olması mümkün değildir. Anneden ayrışamayan çocuk bağımlı bir yapı geliştirecektir. Bu kız çocukları içinde geçerlidir ama erkek çocuklar bundan çok daha fazla etkilenirler.
Çocuğun yanında kaldığı anne ya da babası yaşamını daha önce olduğu gibi sürdürmelidir. Hayatlarında çok büyük değişiklikler yapmamaya çalışmalıdırlar. Günlük yaşam alışkanlıkları eskisi gibi devam etmelidir. Çocuğun kendini nasıl hissettiğini anlatabilmesi için cesaretlendirilmeli ve çocuk anlatırken can kulağı ile dinlemelidir. Yaşadığı duygular hafife alınmamalı aynı zamanda abartılmamalıdır. Ebeveynler kendi içlerindeki kaygı, korku ve endişeyi çocuklarına yansıtmamalıdır.
Ona güven ve sevgi vererek, hep yanında olduklarını hissettirmelidirler.
Çocuktan ayrı yaşayan ebeveyn çocuğa karşı sorumluluklarını tam olarak yerine getirmelidir. Belki de bunlardan en önemlisi ona karşı duyduğu sevgiyi maddi olmasından çok manevi olarak sunması ve her zaman yanında olacağı hissini vermesidir. Çocuk her anne ve babasını arayabilmeli, onlarla ayrı ayrıda olsa kaliteli zaman geçirebilmeli, duygu ve düşüncelerini paylaşabilmelidir.
Ebeveynler çocuğun yaşadığı depresyon ve korku belirtilerine karşı duyarlı olmalı ve gerektiğinde bir uzmandan destek almalıdırlar.
UZM. KLİNİK PSK. NURHAYAT YÜKSEL
Etiketler: boşanma, çocuk danışmanlığı, çocuk desteği, danışmanlık, destek, katarsis Kategori: Çocuk ve Ergen Danışmanlığı